Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kasım ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, piyasa beklentilerinin aksine, politika faiz oranında beklenenden daha büyük bir artışa gitti. Piyasaların genel olarak %37,5 seviyesine yükselmesini beklediği faiz oranı, TCMB tarafından %35’ten %40’a yükseltildi. Bu, 500 baz puanlık bir artış anlamına gelmekte ve piyasa tahminlerinin 250 baz puan üzerinde bir artışı temsil etmektedir.
Bu sürpriz faiz artışı, Hafize Gaye Erkan başkanlığında gerçekleştirilen toplantının ardından geldi. Türkiye’nin ekonomik politikalarında, yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesiyle ortodoks yaklaşımlara dönülmesi, uluslararası yatırımcıların dikkatini Türk varlıklarına çekti. Özellikle, Deutsche Bank gibi büyük finans kuruluşlarının analistleri, Türk Lirası cinsi tahvillerin gelecek yıl en iyi performans gösteren tahviller arasında yer alabileceğini öngördü. Buna ek olarak, BNP Paribas ve JPMorgan gibi kuruluşların analistleri de Türk Lirasının değerinin artacağını ve TL cinsinden uzun vadeli tahvillerin çekiciliğinin arttığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uygulanan dezenflasyon programının Türk Lirası’nın reel değer kazanmasına yol açacağını ifade etti. Erdoğan’a göre, TL’nin reel değer kaybının sona erdiği bir döneme girilmiş bulunuyor.
Türkiye’ye yönelik bu iyimser beklentiler, ülkenin kredi risk priminin (CDS) yaklaşık üç yılın en düşük seviyesi olan 335 puan seviyesine düşmesine neden oldu. Bu durum, uluslararası piyasalarda Türkiye’nin kredi riskinin azaldığına işaret ediyor.